Almanca bağlaçlar ve örnek cümleler
Almanca bağlaçlar ve örnek cümleler
Bağlaçlar
Bu bölümde iki cümleyi birleştirmeyi öğreneceğiz.
Deutsch | Türkisch |
Sie ist nett und sie sieht gut aus. Ich werde dich anrufen oder ich werde dir schreiben. Ich weiß, dass sie mich mag. | O hoş ve kibar görünüyor. Seni ararım veya sana yazarım. Biliyorum ki o benden hoşlanıyor. veya Onun benden hoşlandığını biliyorum. |
Kurallar
Bağlaçları iki gruba ayırmalıyız: Ana cümle bağlaçları Yan cümle bağlaçları |
Ana cümle bağlaçları
Ana cümle bağlaçları iki “Bağımsız” cümleyi bağlar. Bu her iki cümle diğer cümle olmadan da tek başına bulunabilir ve anlamında bir daralma olmaz, her şeye rağmen bir yargı bildirir. |
örnek:
- Ich lernte für die Prüfung, aber er ging ins Kino. (Ben sınava çalıştım ama o sinemaya gitti.)
Her iki cümle de ayrı durabilir ve anlam ifade eder:
- Ich lernte für die Prüfung (Ben sınava çalıştım.)
- Er ging ins Kino. (O sinemaya gitti.)
Ana cümle bağlaçları cümle dizilimini bozmaz. Başka bir ifadeyle iki cümleyi ayrı yazıp araya ana cümle bağlaçlarını getiririz. |
Tüm ana cümle bağlaçları
und=ve |
- Ich bin hier und sie wartet auf mich im Cafe. (Ben buradayım ve o beni kafede bekliyor.)
- Sei vorsichtig und pass auf dich auf! (Dikkatli ol ve kendine iyi bak)
oder=veya, ya da, yoksa |
- Sie spielt gerne Badminton oder sie singt mit ihren Freunden. (Badminton oynamayı seviyor veya arkadaşlarıyla şarkı söylüyor.)
- Ich muss jetzt lernen oder ich werde die Prüfung nicht bestehen. (Şimdi ders çalışmalıyım yoksa sınavı geçemem.)
denn=çünkü |
- Ich will nicht lernen, denn das Wetter ist so schön. (ders çalışmak istemiyorum, çünkü hava çok güzel.)
- Fiona kommt bald nach Hause, denn es geht ihr schon besser. (Fiona yakında eve dönüyor, çünkü durumu(sağlığı) zaten daha iyiye gidiyor.)
aber=ama |
- Ich spreche mit dem Mann, aber ich kenne seinen Namen nicht. (Adamla konuşuyorum ama onun adını bilmiyorum.)
- Ich habe keine Zeit, aber ich komme trotzdem ins Cafe. (Zamanım yok ama yine de kafeye gelirim.)
sondern=ama,aksine |
- Sie spricht kein Tagalog, sondern Cebuano. (Tagalogca konuşmuyor ama Sabuanca konuşuyor.)
- Die Kinder spielen nicht draußen, sondern sie sehen fern. (Çocuklar dışarıda oynamıyor, aksine içerde televizyon izliyorlar.)
Gördüğünüz gibi Almancada “ama” anlamına gelen iki kelime var. Farkı açıklamak biraz zor.
İki kelime de eğer ikinci cümle birinci cümlenin aksini iddia ediyorsa kullanılır.
Bununla birlikte, küçük bir fark vardır: “Sondern” yalnızca iki fikir aynı kategoriden geliyorsa kullanılır.
Kategori ile şunu demek istiyorum: mesela bir meslek(doktor/yönetici) ya da bir oyun(tenis/badminton) ya da hava durumu(soğuk/sıcak)…
örnek:
- Es ist nicht kalt, sondern sehr warm. (soğuk değil, aksine çok sıcak.)
- Es ist nicht kalt, aber ich ziehe mir eine dicke Jacke an. (soğuk değil ama kalın bir ceket giyeceğim.)
İlk örnekte “soğuk” ve “sıcak” hava durumunu tanımlayan sıfatlardır. Yani, aynı kategoriden geliyorlar. İkinci örnekteki cümlelerin de fikirleri zıttır, ancak biri sıcaklığı ve diğeri birisinin ne giyeceğini tanımlar.(ayrı kategori)
son ipucu:
Son olarak size yardımcı olabilecek ipucu, ilk cümlede cümleyi olumsuz yapan kelime (nicht veya kein) olması gerektiğidir.
“sondern” kullanmak için. İlk cümlede “nicht veya kein” yoksa “aber” kullanmanız gerekir.
yan cümle bağlaçları
Yan cümle bağlaçları, bağlı bir tümceyi (alt cümle) bağımsız bir cümle ile (ana cümle) birleştirir. Bağımlı cümle (çoğunlukla ikinci cümle), öndeki cümle olmadan bir anlam ifade etmez. |
örnek:
- Ich weiß, dass wir uns wiedersehen. (biliyorum ki yeniden görüşeceğiz.)
ilk cümle yalnız durabilirdi.
Ancak ikinci cümle tek başına anlam ifade etmez. ikinci cümlede “ki” neye atıfta bulunuyor bilemeyiz.
- Ich weiß. (biliyorum.)
- dass wir uns wiedersehen. (ki biz tekrar görüşeceğiz.)
Bağımsız cümlede (ana cümle) kelime sırası her zamanki gibi kalır. Bağımlı cümlede (alt cümle) sözcük sırası değişir. |
Burada ayrıntıya girmek istemiyorum, sadece şu kural: “Bağlı cümlelerde fiil cümlenin en sonuna kadar gider”.
10 önemli yan cümle bağlaçları
dass=ki |
- Er sagte, dass du sehr fleißig bist. (O dedi ki sen çalışkansın.)
- Ich möchte, dass du mich anrufst. (senin beni aramanı istiyorum.)
weil=çünkü |
- Ich muss jetzt schlafen, weil ich morgen früh aufstehe. (şimdi uyumak zorundayım, çünk yarın erkenden kalkıyorum.)
- Wir hatten einen Streit, weil er so stur war. (tartıştık çünkü o çok inatçıydı./O çok inatçı olduğu için tartıştık.)
ob=eğer / acaba |
- Ich weiß nicht, ob sie heute zur Universität kommt. (Bilmiyorum, o bugün üniversiteye gelir mi acaba.)
- Er fragte mich, ob du in Eskişehir wohnst. (O bana senin Eskişehir’de oturup oturmadığını sordu.)
seit=-den beri |
- Er ist ein neuer Mensch, seit er sie kennt. (O yeni bir adam, o onu tanıdığından beri.)
- Er ist immer gestresst, seit er mit ihr zusammen ist . (O her zaman stresli, o onunla birlikte olduğundan beri.)
während=iken |
- Bitte füttere den Hund, während ich weg bin. (Lütfen ben uzaktayken köpeği besle.)
- Wir schauten fern, während die Kinder draußen spielten . (Çocuklar dışarıda oynarken biz içerde TV izlemekteydik.)
obwohl=rağmen |
- Sie fuhr mit mir nach Eskişehir, obwohl ihre Freunde dagegen waren. (Arkadaşları buna karşı olmasına rağmen o benimle Eskişehir’e gitti.)
- Sie lernt Deutsch, obwohl sie noch nie in Deutschland war. (Daha önce hiç Almanya’da bulunmamasına rağmen o Almanca öğreniyor.)
bis=kadar |
- Warte, bis ich zurück bin! (Ben geri gelene kadar bekle!)
- Wir spielten Volleyball, bis es dunkel wurde. (hava kararana kadar basketbol oynadık.)
bevor=önce |
- Bitte hilf mir, bevor du gehst! (Lütfen gitmeden önce bana yardım et!)
- Ich laß viel über die Türkei, bevor ich sie besuchte. (Onu ziyaret etmeden önce Türkiye hakkında çok okudum.)
als=-dığı zaman |
- Ich war überrascht, als ich sie das erste mal gesehen habe. (onu ilk gördüğümde çok şaşırdım.)
- Sie lächelte, als sie ihn sah. (Onu gördüğü zaman gülümsedi.)
damit=-diye |
- Özge lernt Deutsch, damit sie das Visum bekommt. (Özge vize alabilmek için Almanca öğreniyor.)
- Er kauft sich einen Computer, damit er mit ihm spielen kann. (bir bilgisayar alıyor, öyleki onunla oyun oynayabilir.)
Diğer önemli yan cümle bağlaçları
Deutsch | Türkisch |
als ob | -miş gibi |
anstatt | -in yerine |
da | çünkü |
daher | Bu nedenle, böylece |
ehe | Daha önce |
nachdem | sonra |
seitdem | -den beri |
sobald | En kısa sürede, -ir – mez |
solange | -dığı sürece |
trotz | rağmen |
wenn | -dığı zaman/eğer |
wann | Ne zaman |
son ipucu:
Bağlı cümleler cümlenin geri kalanından virgül ile ayrılır
Bu yüzden her zaman yan cümleden önce virgül koyun.
Bu aynı zamanda birleştirilmiş iki cümleyi okumayı kolaylaştırır.
wann ile yan cümle kurmak biraz kafa karıştırabilir.Çünkü daha önce de belirtmiştim yan cümleler tek başına bir yargı bildirmez. Bu zorluğu bir örnek ile aşabiliriz belki
Können Sie mir sagen, wann der Zug abfährt?
Otobüsün ne zaman ayrılacağını bana söyleyebilir misiniz?
dersi beğendiyseniz lütfen yorum yapmayı unutmayın.
Yorumunuzu ekleyin
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.