YDS Almanca: Çıkmış sorular ve çözümü #1
Bir dilde başarılı olmak için harika bir kelime bilgisine sahip olmalıyız. Aşağıda kelime bilgisi sorularını çözelim ve kelimelerin anlamlarını verelim. YDS sınavında ilk 6 soru kelime bilgisi sorularıdır.
1. – 6. sorularda, cümlede boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz.
1.Das Leben in Metropolen ist für viele Menschen an die Unerträglichkeitsgrenze gestoßen, wovon im Speziellen alte und in Armut lebende Menschen betroffen sind, die vor allem unter —- leiden
Büyükşehirlerde yaşamak birçok insanın sabrını taşırıyor. Özellikle — tan acı çeken yaşlı ve fakir insanların.
A) des Alleinseins B) Alleinseins
C) zum Alleinsein D) das Alleinsein
E) dem Alleinsein
Evet arkadaşlar unter edatı Akkusativ veya Dativ alır, ancak asla Genitiv almaz. Bu yüzden A ve B şıkkını direkt eleyebiliriz. Unter ve zu edatları yan yana kullanılamadığı için C doğru cevap olamaz. Geriye D ve E Şıkları kaldı. Unter etw. leiden bir şeyden acı çekmek anlamına gelen bağlı bir kullanım olduğu için ve her zaman Dativ isim gerektirdiği için D şıkkı da doğru cevap olamaz. O halde geriye bir tek şık kalıyor.
Cevap: E
Von etw. betreffen: bir şeyden etkilenmek
von Arbeitslosigkeit betroffen—işsizlikten etkilenen
Besonders betroffen von diesem Trend waren die deutschen Aktienmärkte.(Bu eğilimden dolayı özellikle alman borsaları çok zorlandı.)
unter etw. leiden: Verb; Bir şeyden acı çekmek
Viele Menschen leiden unter Heuschnupfen.(Bir çok insan yüksek ateşten acı çekiyor.)
an seine Grenzen stoßen(nicht mehr durchführbar sein; überfordert werden)
2.Voraussetzung für die Leistungsmotivation des Kindes sind Eltern, die selbst leistungs- und zukunftsorientiert sind, die ihren Kindern als positive Vorbilder dienen und sie zu eigenen selbstständigen —- erziehen.
A) Leistungen B) Massen
C) Kräfte D) Bildern
E) Geschichten
Çocukların başarıları kendileri başarı ve gelecek merkezli olan, çocuklarına olumlu bir örnek sunan ve onları kendi bağımsız —- öğreten ebeveynlere bağlıdır.
Günümüzde artık uzmanlar tarafından ayrıca vurgulandığı gibi ebeveynler çocuklarına kendi başlarına bir şeyler yapmayı ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğretmelidir.
Eğitmek anlamına gelen fiil erziehen Sadece A şıkkındaki Leistungen(Başarılar) ile birlikte kullanılabilir.
Onları kendi güçleri (Kräfte) için eğitmek
Onları kendi ölçüleri (Massen) için eğitmek
Onları kendi hikâyeleri (Geschichte) için eğitmek
Onları kendi resimleri (Bildern) için eğitmek
Onları kendi başarıları (Leistungen) için eğitmek
Cevap: A
3.Die Bezeichnung Informations- oder Kommunikationszeitalter hat sich eingebürgert, weil Medien den gesamten Raum des Öffentlichen und Privaten der Wirtschaft und Freizeit —-.
A) einwenden B) vergnügen
c) verteilen D)durchdringen
E) ausführen
Medya her yere nüfuz ettiği için bilgi ve iletişim çağı terimi çok yaygın olarak kullanılır hale gelmiştir.
sich einbürgern: yerleşmek, kalıcı hale gelmek
durchdringen (etw.Akk ~) nüfuz etmek
einwenden: bir şeye karşı çıkmak
örnek: Dagegen lässt sich nichts einwenden.—Buna her hangi bir itiraz yok.
sich Akk vergnügen Verb: kendini eğlendirmek, mutlu etmek
Die Teenager vergnügten sich auf dem Jahrmarkt.(Gençler lunaparkta kendilerini eğlendirdi.)
verteilen: bir şeyi pay ederek dağıtmak
Sie haben das Geld gerecht verteilt.(Onlar parayı adil bir şekilde dağıttılar/pay ettiler.)
Cevap: D
4.Heute ist allgemein akzeptiert, dass ein Kind nicht mit einem Gewissen geboren wird, sondern lernt was „gut“ und „schlecht“ ist, was jedoch keine endgültige, feste Instanz im Menschen ist, sondern
sich anhand von Normen auch neu —- kann.
A) reagieren B) bewirken
C) ausrichten D) vermögen
E) zusetzen
Günümüzde çocukların bir inançla(vicdanla) doğmadığı genel olarak kabul ediliyor, ama ne iyi ne kötü öğreniyor, ancak bu insanda kesin, sabit bir “bu iyi bu kötü modeli” değildir, ama normlar sayesinde iyi ve kötü yeniden şekillenebilir.
Bu bir kelime bilgisi sorusudur. “Ausrichten” fiili, hizalamak, sıraya koymak, organize etmek, yönlendirmek anlamına gelir.
Bu soruda “ausrichten” bilgileri yeniden organize etmek, bilinç süzgecinden geçirmek anlamında kullanılmış.
anhand von Präposition: bir şeyi baz almak
Der Professor erklärte die Theorie anhand von Beispielen.(Profesör teoriyi örnekleri baz alarak açıkladı.)
vermögen: können, fähig sein, im Stande sein, imstande sein, taugen
zusetzen: hinzufügen, addieren, zugeben, anfügen
Cevap: C
5. —- Gewässer sind in sich abgeschlossen und klar umgrenzt, weshalb sie zu den ersten gut untersuchten Ökosystemen gehören.
A) Schleppende B) Triefende
C) Bewanderte D) Angefeuchtete
E) Stehende
—- sular kapalıdır ve kesin(belli) sınırları vardır bu yüzden ilk iyi incelenen ekosisteme aittir.
Schleppende: Dökülen
Triefende: Damlayan
Angefeuchtete: Nemli
Stehende: Durgun
Bewanderte: Gezen, yürüyen, dolaşan
be¦wan¦dern [V.1, hat bewandert; mit Akk.] eine Wanderung an einem bestimmten Ort oder in einer Landschaft machen, wandernd begehen
in sich geschlossen sein v—kapalı olmak, kendi kendine yeten, bağımsız, müstakil
Göl gibi kapalı ve durgun sular dar alana sıkıştıkları için inceleme yapmaya elverişlidir.
Cevap: E
6.Vornamen stellen eine reiche Quelle nicht nur für Sprachwissenschaftler und Volkskundler, sondern auch für sozialwissenschaftlich —- Historiker dar.
A) aufgerichtete B) interessierte
C) spezielle D) einstweilige
E) sachliche
İlk isimler sadece dilbilimciler ve halk bilimciler için değil aynı zamanda sosyal bilimle ilgilenen tarihçiler için de zengin bir kaynaktır.
aufrichten: dik durmak, dikilmek; aufgerichtet: dik,ereksiyon halinde
einstweilig: tek seferlik, geçici, şimdilik
sachlich: nesnel, duygularını ve kendi düşüncülerini karıştırmayan
Cevap: B
Yorumunuzu ekleyin
Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.